20 Ekim 2013 Pazar

Sevmedim ben gitmeleri senden, sevmedim kaybetmeyi ben.."

Sevmedim ben gitmeleri senden, sevmedim kaybetmeyi ben...

Aç gözlerini. Kıyamet kıyâm olsun. Ölmek dediğin dirilmeye eş değil mi? Kıyam uyanmaksa, son dediğin o fazladan iki harf mi yani? Âh o iki harf... Âh o yaramaz küçüldükçe büyüyen et... Ruhum yaradanınsa sen al etimi. Etine şifa et. Yeter ki uyan bu kan uykulardan. Uyan ki yaradana şahitlik et. Sevmedim bu denizi, tuzu derimi kavurdu geçti. Sevmedim bu karanlığı gözümün ferini aldı gitti. Sevmedim ben gitmeleri senden, sevmedim kaybetmeyi ben. Sevmedim bu vedayı. Canımdan öte can yanı başımdayken. Aç gözlerini, ziyadır göreceğin kamaştırır ama geçer.

Rüzgardan mamüldür hayat, geçip gider. Geçip gider. Lakin fırtınanın dinmesini beklemek değildir yaşamak. Yağmurda dans etmek, kırılan bir bileğin üzerinde sek sek oynayabilmektir. Yani ki, yaşamak ciddi hadisedir. Başlayan her şey bitmekle kaimdir. En uzun, en çaresiz geceni düşün, sabah olmadı mı? Ey Adem, yazgının Sisifos’tan ayrı olduğunu kim söyledi sana? Hani şu, ömrü boyunca koca bir kayayı dik bir dağın doruğuna yuvarlamaya mahkum edilen bahtsız. Ne zaman doruğa ulaşsa kaya hep elinden kaçar ve Sisifos her şeye yeniden başlamak mecburiyetinde kalır. Yolu yok; bulup buluşturacak, gerekirse borç harç denkleyecek, umut edeceksin. Çünkü güneş yalnız umut edebilme kabiliyetine sahip insanların yüzü suyu hürmetine doğar. Karamsar olma hakkın yok. İyi olacağız! İyi!

#Çalıkuşu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder